40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.320,96%0,56
3.334,69%0,33
10.219,40%-0,06
02:00
SAMSUN Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, “İklim değişikliğindeki etkiler günümüzde dünyada, çölleşme ve kuraklık nedeniyle 2 milyar insanın hala güvenli içme suyuna erişiminin olmadığı bir yaşam döngüsünü ortaya çıkarmıştır. Bu süreç nedeniyle 2030 yılına kadar dünya çapında 135 milyon insanın göç etmesi beklenmektedir. Bu sürecin devam etmesi halinde 2050 yılına kadar 1 milyara yakın insanın göç etme zorunluluğun ortaya çıkacağı bir gelecek kaçınılmaz hale gelmektedir” dedi. OMÜ Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, dünya genelinde 165’ten fazla ülkeyi etkileyen çölleşme ve kuraklık krizine dikkat çekti. Bu sorunun insan sağlığından küresel barışa kadar pek çok alanda tehdit oluşturduğunu söyleyen Prof. Dr. Demir, “Çölleşmeyle mücadelede dönüm noktası olan Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi, 17 Haziran 1994 yılında Paris’te kabul edilmiş ve 1996 yılında yürürlüğe girmiştir. Türkiye ise sözleşmeye 1998 yılında taraf olmuştur. Kuraklık, iklim değişikliği, biyoçeşitlilik erozyonu, arazi bozulması, yoğun tarım uygulamaları ve kötü su yönetimi, ülkemizin de içinde bulunduğu dünya çapında 165’ten fazla ülkeyi etkileyen bir kriz haline gelmiştir. Bu krizin tüm insanlığın ortak çevresel mirası üzerinde etkisi vardır ve toplulukların sağlığı, küresel barış ve sürdürülebilir kalkınma için önemli bir tehdit oluşturmaktadır” diye konuştu. Kuraklık, iklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı, arazi bozulması ve kötü su yönetiminin yalnızca çevresel değil, toplumsal sonuçlar da doğurduğunu kaydeden Prof. Dr. Yusuf Demir, “Çevre sağlığının bozulması olan çölleşme ve kuraklık, biyolojik çeşitliliğin çöküşüne buna bağlı olarak canlılar arasında geçişken haline gelen pek çok hastalığın ortaya çıkmasına ve yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Bu da bize insan sağlığının, çevre sağlığına bağlı olduğunu göstermektedir. Bu nedenle UNESCO’nun da altını çizdiği gibi yaşadığımız dünyanın canlı dokusunu korumak için acilen toplu eyleme geçilmesi gerektiğini bize açıkça göstermektedir. Son yüzyıl içerisinde yaşadığımız gelişmeler, özellikle son çeyrek asırda karşı karşıya kaldığımız küresel ısınma sonucunda gerçekleşen iklim değişikliğindeki etkiler günümüzde dünyada, çölleşme ve kuraklık nedeniyle 2 milyar insanın hala güvenli içme suyuna erişiminin olmadığı bir yaşam döngüsünü ortaya çıkarmıştır. Dünyanın pek çok bölgesinde yaşayan insanlar, temel su ihtiyaçlarını karşılayamamakta ve bu durum toplulukların bütün halinde kurak ve çorak hale gelen topraklarından göç etmelerine neden olmaktadır. Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi sekretaryasına göre, bu süreç nedeniyle 2030 yılına kadar dünya çapında 135 milyon insanın göç etmesi beklenmektedir. Bu sürecin aynı hızla devam etmesi halinde 2050 yılına kadar 1 milyara yakın insanın göç etme zorunluluğun ortaya çıkacağı bir gelecek kaçınılmaz hale gelmektedir. Her geçen gün yaşadığımız dünyada, su krizi ve su kıtlığının aratabileceğini gösteren göstergeler artmaktadır” ifadelerini kullandı.

Samsun’da seyir halinde alev alan otomobil kullanılamaz hale geldi
1
ABD Kongresinden Filistin-İsrail meselesinde ‘iki devletli çözüme’ destek
1553 kez okundu
2
ABD Kongresinden Filistin-İsrail meselesinde ‘iki devletli çözüme’ destek
1546 kez okundu
3
Alaska’da tüm zamanların sıcaklık rekoru
719 kez okundu
4
PYDnin Münbiçte kazdığı tüneller görüntülendi
718 kez okundu
5
Münbiç’te koordinasyon toplantısı
711 kez okundu