“İklim değişiminde su ve gıda krizi kapıda değil, içeri girdi” uyarısı

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, ülkeyi geleceğe sürdürülebilir, yaşanabilir şekilde taşımanın gelecek nesilere bir borç olduğunu belirterek, "Artık kriz kapımızda değil, evden içeri girdi. Bu krize dur diyebilmek için bütün yetkililerin bütün kurumların ve hepimizin bir an önce ayağa kalkması gerekiyor." dedi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, ülkeyi geleceğe sürdürülebilir, yaşanabilir şekilde taşımanın gelecek nesilere bir borç olduğunu belirterek, "Artık kriz kapımızda değil, evden içeri girdi. Bu krize dur diyebilmek için bütün yetkililerin bütün kurumların ve hepimizin bir an önce ayağa kalkması gerekiyor." dedi. Demir, gazetecilere yaptığı açıklamada, etkisini arttıran küresel iklim değişimi sonucunda yağış rejiminde yaşanan değişimlerin, sıcaklık farklılıkları ile gıda ve suya ulaşımda ciddi sorunlar oluşturmaya başladığını söyledi. Bu durumun doğal afetleri de tetiklediğini tarım ve tarıma dayalı sanayiyi olumsuz etkilediğini vurgulayan Demir, "Çok ciddi anlamda ürün kaybı ve kalitede düşüş meydana getirmiştir. Bu da yaşadığımız bu sürecin ne kadar etkili olduğunu, önümüzdeki yıllarda bizleri nelerin beklediği anlamında da bize ciddi anlamda uyarılar veriyor. Tarım çok ciddi bir eşikten geçiyor. Türkiye'nin çok ciddi anlamda tarım politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerekiyor." dedi. Türkiye'nin su kaynaklarında ciddi azalmalar meydana geldiğine de işaret eden Demir, şöyle konuştu: "Son aylarda pek çok yerde su kesintilerine gidilmeye başlandı ki bu uyarıları baştan beri veriyoruz. Önümüzde 2 aylık bir süreç yine benzer iklim olayları yaşayacağımız bir süreç olarak görülüyor. Bu süreçte pek çok metropolde de maalesef su krizi yaşama riskimiz artarak devam ediyor. Bunun için de artık suyla ilgili gerekli tedbirleri alarak, su tasarrufu yaparak, suyu daha az kullanarak en azından yaşayacağımız önümüzdeki ayları rahat geçirmek için tedbirler almanın artık son eşiğindeyiz. İstanbul'da kişi başı günlük 200 litre, İzmir'de 220 litre, Ankara'da ise 246 litre su tüketildiğini görüyoruz. Halbuki Türkiye ortalaması yaklaşık 130 litre civarında. Bu metropollerde çok yüksek rakamlara ulaşmış durumda. Bu da israfın ne kadar büyük boyutlara ulaştığını gösteriyor. Biz ülke olarak toplam 100 litrenin altına günlük su tüketimimizi çekmemiz gerekirken metropollerde bunu en azından 150 litrelere çekmemiz gerekiyor."